“Benim için üç şey önemlidir;
1. Kendi benliğini hissetmek ve kendini olduğun gibi kabul etmek. Bunu hem genel hem de özel anlamında söylüyorum; el-motor becerileri ve düşüncelerinizin nitelikleri önemlidir. En iyi yönlerinizi geliştirmek ve zayıf yönlerinizle savaşmamak iyidir.
2. Analiz yapabilmek. Sanat ustalarının, çağdaşların eserlerini analiz edebilmek ve tabii ki en zoru da; kendi eserlerinizi analiz edebilmek.
3. Kendine hata yapma izni vermek. Çünkü bizler ancak hatalarda bir bireysellik ve yeni bir şey yakalama fırsatı buluruz.”
Merhaba Varya! Sanatçı olmaya nasıl karar verdin?
Çizim yapmaya başladığımda 18 yaşındaydım. Bundan önce Rusya’da otostop çekiyordum ve okul, kolej, enstitü, aile, kariyer gibi toplum kurallarına neden uymamız gerektiğini anlamaya çalışıyordum. Fakat bir gün şehirlerden birinde, sanat fakültesi öğrencileriyle tanıştım ve onlar bana daha önce hiç çizim yapmamış olmama rağmen, görsel sanat dünyasının kapılarını açtılar. Böylece yeni bir hayata başladım.
Sana ilham veren ve çizim yapmaya yönelten şeyler nelerdir?
Duygularım beni çizmeye yöneltiyor. Eğer çizmezsem duygularımın beni parçalayacağını düşünüyorum. Ayrıca iyi sanatçılardan, çıplak modellerden ve halkın sanatçı olarak bana olan talebinden ilham alıyorum. Sıradan hayata dair çizim yapmayı seviyorum ama aynı zamanda olup biten olaylara da tepki veriyorum. Şu anda ön planda savaş konusu var, ondan önce de istismar ve aile içi şiddet temasıyla çok ilgileniyordum.
Günlük bir çalışma rutinin var mı?
Aslında korkunç bir rutinim var. Geçen yıl uykuyla ilgili büyük sorunlarım vardı. Çok geç kalkıyordum ve bilincimi yeniden kazanmam bir veya iki saatimi alıyordu. Daha sonra stüdyomda çalışmaya gidiyordum. Gece saat 2’den önce çok uzun süre ayakta kalıp çalışabilir ya da akşam arkadaşlarımla dışarı çıkarım. Katı bir rutini takip etmekten hoşlanmıyorum ve kendimi çalışmaya zorlamayı sevmiyorum. Hayatımda en çok sanat sevdiğim şey sabat yapmak olduğu için kendimle kavga etmeme gerek kalmıyor, sadece kendimi hissetmeye ve hayatımı yaşamaya çalışıyorum.
Şimdi yeni animasyon filmim için animatik üzerinde çalışıyorum. Molalarda da etrafımdaki yaşamı, insanları, manzaraları çiziyorum.
Dijital çizimden uzak kalarak, boya, fırça, aydınger kağıdı ve diğer her türlü malzemeyi kullanarak deneysel çizimler üretiyorsun. Geleneksel çizimin sana katkıları nelerdir?
Analog çizimde dijital çizimden daha iyiyim. Rastlantısallığı seviyorum, dokularla çalışmayı seviyorum ve kağıdın kaleme karşı tepkisi benim için önemli. Tablet ile çizim yapmayı denediğimde bu benim için çok sıkıcı bir histi ve çizimlerim şimdikinden çok daha farklıydı.
İllüstrasyonun geleceği animasyon – hareketli çizim olarak görülüyor. Sen kendi projelerine nasıl yaklaşıyorsun?
Kendi animasyonlarımı çekebildiğim için çok mutluyum. Animasyonun üretim süreçleriyle ilgili her şeyi seviyorum. Bir hikaye yaratmak, yeni bir gerçekliğin içine dalmak, sadece görüntüyle değil aynı zamanda ses, düzenleme ve hareketle de konuşabilmek, ve kendi ekibimle etkileşimde bulunmak çok güzel.
Hareketli çizimlerinin üretim süreçlerinden biraz bahsedebilir misin? Bir kısa filminin tamamlanması yaklaşık olarak ne kadar sürüyor?
10 dakikalık bir filmin tamamlanması, yaklaşık olarak 9 ay sürüyor. Şu anda Fransa’da yaşıyorum ve burada finansman bulma süreci biraz farklı işliyor, dolayısıyla şu anki projem çok yavaş ilerliyor. Öncelikle bir fikriniz olmalı, bu herhangi bir şeye dayanabilir; bir anıya, bir belgesele, bir rüyaya, bir duyguya, bir romana… Sonra sıra senaryo yazmaya geliyor. Bunun için kendimize bir sanat görseli arıyoruz ve bunun üzerine bir storyboard oluşturuyoruz. Sonra da filmin kurgusunun yapıldığı animatikleri topluyoruz ve ancak bu aşamalardan sonra prodüksiyona başlıyoruz. Bunlar; animasyon, arka planlar, efektler, müzik ve ses aşamalarıdır.
Devam eden sergin “Acının Anatomik Atlası” sergisini anlatır mısın?
“Ağrı Anatomik Atlası” savaşın etkilerini konu alan bir araştırmadır. Bunun için insan bedeninin savaşın stresine verdiği tepkiyi araştırdım. Katılımcılar dünyanın farklı ülkelerindeki Ukrayna ve Rusya’dan gelen göçmenler ve mültecilerdi. Farklı grupların temsilcilerinden oluşan yelpazeyi kapsamaya çalıştım; Kiev’den bir sanatçı, St. Petersburg’dan bir siyasi mahkumun annesi, şu anda Berlin’de yaşayan ve eşcinselliğini açıkça yaşayan Rus bir adam, bitmek bilmeyen yardım çağrılarına yanıt veren gönüllü bir kişi… Bu insanlar acı, korku ve öfke gibi bastırılmış duyguların bedensel belirtilerinin çeşitli semptomlarını tanımladılar. Acıyla buruşmuş figürlerin kesik silüetleri, Ukrayna’daki yıkılmış binaları temsil ediyor. Ben burada hükümet ve dini propagandadan, korkudan ve gündelik hayattan geriye kalanlardan nasıl etkilendiğimizin “sanatsal bir görüntüsünü” yakalamaya çalıştım.
Mesleğinin önemli bir bölümünü öğretmenliğe ayırdın. Senin atölyelerinde neler bulabiliriz?
Uzun yıllar grafik tasarım bölümünde öğretmenlik yaptım ve o dönemde öğrencilerimle birlikte büyüdüm diyebilirim. Derslerin yapısı daha çok birlikte birçok deney yaptığımız bir laboratuvar gibiydi diyebilirim. Biz “skeç – animasyon” üzerine yoğunlaştık. Bu uygulama çizgi ve animasyon arasında gezinir. Biz buna hareket halindeki -daha çok sanatsala ağırlık veren- bir keşiftir diyebiliriz. Artık öğrencilerime yönetmenlik öğretmeye başladım ama şu anda benim için ders vermek daha da zorlaştı. Belki de hayatın zorlukları, savaş nedeniyle göç, hem beni hem de öğrencileri etkiledi. Bu yüzden dersleri yönetmekten bahsetmek benim için zor.
Değerli sohbetin için teşekkür ederiz.
Varya Yakovleva kimdir?
“Anna, Cat and Mouse” 2019, “Life is a Bitch” 2021, “Oneluv” 2022 animasyon filmlerinin yönetmenidir. Toplamda filmleri 200’den fazla festivale seçilmiştir. Çeşitli festivallerde Grand Prix ve Oscar kalifikasyonu da dahil olmak üzere 23 uluslararası ödülü bulunmaktadır. Fransa, Belçika, İtalya, Çek Cumhuriyeti, Hırvatistan, Arjantin, Rusya’da 7 kişisel sergi açtı ve 50’den fazla karma sergiye katılmıştır ve bunlara Uluslararası Çocuklara Yönelik İllüstrasyon Sergisi de dahildir. “Women against war: the martyresses of Russia” sergisi (2023) Fransa, Paris’te, “In Migration” kişisel sergisi (2023) Kıbrıs’ta ve “Acının Anatomik Atlası” kişisel sergisi, Tampere, Finlandiya’da (2023) yer almıştır.